Hemen her olumsuzluğu şikayet ederek karşılayan psikolojidir.

Olaya karamsar, iyimser, faydacı, hiçci, sorgulamacı vs. gibi açılardan yaklaşan hiçbir tutum yoktur ortada aslında. Şikayet etmenin, söylenmenin insanın içine işlemiş halidir. Bazen kendimizi aklıyoruzdur, bazen sorumluluktan kaçıyoruzdur, bazen sadece “neme lazım” ı bir başka şekilde ifade ediyoruzdur ve çoğu kere kolayı seçiyoruzdur.

Trafik sıkışır, belediyeye lanet okur. İşe geç kalıyordur, şoföre söylenir. Yağmur yağar üstü başı batar, güneş açar afakanlar basar. Gazete okur, devlete, devlet erkanına sayar döker. Vergisini ödemez, devlet nerdedir. Bu kalitesiz dizileri kim izliyordur, ama Polat İskender i neden öldürmemiştir ve Ahmet Ayşe yi aslında aldatıyordur… Eline geçirdiğini yere atar, ne pis bir yer olup çıkmıştır bu mahalle. Stadın yolunu bilmez, bu ne biçim taraftardır. Ayağının içi ile topa plase yapmışlığı yoktur, “ulan o gol kaçar mı balta” dır…