Haberlerin Saldırısı ve Dezenformasyon
Neil Postman, görsel kültürün egemenliğinin yaygın biçimlerinden televizyon üzerine hakikatli eleştiriler barındıran “Televizyon:Öldüren Eğlence” isimli kitabında dezenformasyonun ne olduğuna dair şu fevkalâde tespitlerde bulunuyor;
…süreç, televizyonun, esasen dezenformasyon denebilecek bir enformasyon türü yaratarak “bilgilenme”nin anlamında değişiklik yapmasıdır. Ben bu sözcüğü hemen hemen tam da CIA ya da KGB casuslarının kullandığı anlamıyla alıyorum. Dezenformasyon yanlış enformasyon demek değildir. Dezenformasyon, yanıltıcı (yersiz, ilgisiz, parçalı ya da yüzeysel) enformasyon, yani insanda bir şey hakkında bilgi sahibi olma illüzyonu yaratan, oysa aslında insanı bilgilenmekten uzaklaştıran enformasyon demektir. Ve televizyon haberlerinin bizi eğlendirdiği, ama bilgilendirmediğini söyleyerek, bizim gerçek enformasyonlardan yoksun kalmamızdan çok daha ciddi bir duruma parmak basıyorum. İyi bilgileri yansıtan verileri artık, ayırt edemediğimizi söylüyorum. Cehalet daima düzeltilebilir bir durumdur. Ancak cehaleti bilgi olarak kabul ettiğimiz zaman ne yapabiliriz?
Haberler onu oluşturan, kendi tabirleriyle -ve de aslında haberin neliğini ele veren bir itirafla- “mutfakta pişiren” ve sunan zihniyetin bir dışa vurumudur. Hatta öyledir ki haberin kendisi, onu sunan zihniyetin kendini ifade etme biçimi ve propaganda aracıdır. “Tarafsız habercilik” ifadesi kendi içinde çelişiktir, oksimorondur. Haberlerin çeşitli ajanslardan (ve artık önemli oranda sosyal medyadan) seçimi-tercih edilişi, sonra bu habere konu olan olayın hangi boyutunun-parçasının öne çıkarılacağı, bunun sunulma biçimi, önceliğinin ve öneminin belirlenmesi ve sunumda tutturulan söylem, seçilen kelimeler ve hatta tonlama bu değer yargılarından neşet eder.
Dolayısıyla haber işbu değer yargılarının tarafıdır. Kimse masum masum haber seyredemez. Zîra seyredilen şey, bir diğer ifadeyle seyredenin kendini mâruz bıraktığı şey asla ve kat’a masum değildir. Bu bağlamda haberler insanın düşünce ve değerler dünyasına bir saldırı olarak da nitelenebilir. Reddedilmediğinde, hesaplaşılmadığında, bünyeye girişine müsaade edildiğinde, “seyirci” kalındığında, seyredenine ayar verme ve biçimlendirme işlevini gerçekleştirmiş olur. O zihniyetin değerler dünyasından nasibinizi almış olursunuz, öyle ya da böyle. Ki zaten o örtük üst amaç da budur…
Düpedüz yönlendirmek, yanıltmak, yanlış bilgiye yaslanmak ve dahi yalana başvurmak en aşikâr biçimlerdir. Fakat daha örtülüymüş gibi duran ve tamamı bir örtük üst amacın neferleri olan;
Esas olandan uzaklaştırmak veya esas olanın önem ve önceliğini düşürmek, tâli olanı esaslaştırmak,
Sığ-gereksiz veya sunî gündemler oluşturmak, bir meseleyi halkın gündemine boca etmek,
Var olan korku ve kaygıları derinleştirmek, yoksa gereği doğrultusunda oluşturmak,
İnfial yaratmak, konu-kişi özelinde duygulanımlar tasarlamak,
Şartlara göre uygun dozda yatıştırıcı-sakinleştirici malzemeler kullanmak,
“Uzman” görüşler doğrultusunda uyarılar salgılamak-tehditler üretmek
bütün bu inşa ve saldırı mekanizmasının bazı dolaylı biçimleridir. Ki zaten zoka da daha çok buralardadır…
Bu bağlamda tekraren ifade etmek gerek ki bütün bu haberler kültürü bir saldırıdır. Hatta çoğu kere “hayâsızca bir akındır”.
Ve bunu öyle gizli kapaklı yapmıyorlar adamın gözüne soka soka yapıyorlar.
“Seçici maruz kalma” da bunda etkili sanki.
Daha bu akşam haberleri kapatıp, Youtube’dan “Bugatti la voiture noire” videosu açıp izledik ailecek.