Arşiv

‘Diğer’ kategorisi için arşiv

Aldatıcı Haber Başlıklarına Tıklamama Akımı

Salı, 13 Oca 2015 2 yorum

Eşşeğin kulağına suyun kaçtığı mevzulardan bir tanesi de haber sitelerinin aldatıcı başlıkları. Reklam diline yakın bir aldatıcılık ve orantısızlık, okuyucuyu aptal yerine koymalar, her türden haberi magazinel hale getirip alabildiğine sulandırmalar ve sair. Bir çoğumuz zaten ve muhtemelen tıklamaz hale gelmiştir bu türden başlıklara, linklere.

Bir kaç örnek bâbında;


memura müjde (hiçbir memurun aslında bir … anlamadığı ek ödenek ve taban maaş katsıyılarında düzenlemeye gidilmiş. mayışlar 2 lira artmış) tıklamayın!

böyle dostluk görülmedi! (16 milyonuncu kedi köpek dostluğu….) tıklamayın!

chp’de toplu istifa! (aydın’ın nazilli ilçesinin gümbeti kasabasının çölecik chp belde teşkilatında 3 üyenin istifası) tıklamayın!

kredi kartı kullananlar dikkat! (işte şifrenizi falan çalıyorlar. evet, bu haberi 3 sene önce de yapmıştık. 3 senedir yine çalıyorlar. durmadılar hiç) tıklamayın

Uzatmayayım, haberdar olmayanları haberdar edeyim dedim sadece. Ahan da ilgili linkler;

Ekşi Sözlük

T24

Hee bir de Google’ın mevzuyla alakadar yerinde bir tutumu

FacebooktwitterlinkedinmailFacebooktwitterlinkedinmail

The Black Hole

Pazartesi, 03 Kas 2014 Yorum yapılmamış

Geçenlerde denk geldiğim “The Black Hole” adında bir kısa film ve benzer çağırışımlar içeren bir hikaye.

Şöyle ki;

Asya’da maymun yakalamak için kullanılan bir çeşit tuzak vardır: Bir Hindistan cevizi oyulur ve iple bir ağaca veya yerdeki bir kazığa bağlanır. Hindistan cevizinin altına ince bir yarık açılır ve oradan içine tatlı bir yiyecek konur. Bu yarık sadece maymunun elini açıkken sokacağı büyüklüktedir. Yumruk yaptığında elini dışarı çıkaramaz. Maymun tatlının kokusunu alır, yiyeceği yakalamak için elini içeri sokar, ama yiyecek elindeyken elini dışarı çıkarması olanaksızdır. Sıkıca yumruk yapılmış el, bu yarıktan dışarı çıkmaz. Avcılar geldiğinde maymun çılgına döner, ama kaçamaz. Aslında bu maymunu tutsak eden hiçbir şey yoktur. Onu sadece, kendi bağımlılığının gücü tutsak etmiştir. Yapması gereken tek şey, elini açıp yiyeceği bırakmaktır. Ama zihninde açgözlülüğü o kadar güçlüdür ki bu tuzaktan kurtulan maymun çok nadir görülür.

FacebooktwitterlinkedinmailFacebooktwitterlinkedinmail
Kategoriler:Diğer Etiketler:,

Kasko İçin En Uygun Fiyat

Cumartesi, 09 Mar 2013 1 yorum

Kasko yaptırmak için uygun fiyat ve sigorta şirketi aramak araç sahiplerinin her sene en az bir kere yaşadıkları bir telaşe. İşte tam da bu ihtiyaca cevap vermek üzere oluşturulmuş bir internet sitesi mevcut artık. Verdiğiniz bilgiler doğrultusunda sisteme üye olan acenteler size teklif sunuyorlar. Acente acente dolaşmak yerine, acenteler size teklif sunuyorlar kısacası. Müşteri yanlısı ücretsiz bir aracılık hizmeti olarak da düşünülebilir.

Sitenin kulllanımı oldukça basit. Ayırca sadece Kasko için değil Trafik, Sağlık, Dask ve Konut sigortaları için de benzer şekilde teklif alınabiliyor. Buyrun buradan yakın

FacebooktwitterlinkedinmailFacebooktwitterlinkedinmail

Kaçış Planı

Perşembe, 28 Haz 2012 Yorum yapılmamış

Salı günleri saat 23.00’te A Haber’de Kaçış Planı diye bir program başladı. Selahattin Yusuf’un Haşmet Babaoğlu’nu bol bol konuşturduğu, izleyenleri de günlük hayatın harala gürelesinden biraz uzaklaştırıp farklı ufuklar açtığı bir muhabbet bu aslında. Hayata, modernizme, modernizmin getirdiklerine, götürdüklerine, popüler kültüre, filmlere, müziklere, şiirlere ve üzerinde atıp tutulabilecek bilumum her mevzuya dair tatlı tatlı atıp tutulan, kendini özlettiren derinlikte ve de samimiyette muhabbetlerden.

Bir de alıntı yapayım madem;


Yaşamakla kaybettiğimiz hayat nerede?
Malumat yığını içinde kaybettiğimiz bilgi,
Bilgide kaybettiğimiz bilgelik nerede?

(T.S. Eliot)

Müthiş değil mi ?

FacebooktwitterlinkedinmailFacebooktwitterlinkedinmail

Taksi, Özel Halk Otobüsü ve İett Otobüsü Şikayetleri

Perşembe, 08 Eyl 2011 13 yorum

İstanbul’da yaşıyorsa insan muhtemelen taksilerden, özel halk otobüslerinden ve iett otobüslerinden gına gelmiştir. Her biriyle uğraşacak ne güç kalıyor insanda ne de heves. Ki hoş kimileri hiç birisine tek söz etmek derdinde dahi değil ya, mevzu o değil. Ahan da şikayet edilebilecek merciler.

Halk otobüsleri ve İett otobüsleri ile ilgili şikayetler için;

İETT Şikayet Formu
veya
İBB Beyaz Masa Şikayet Formu
İBB Beyaz Masa Telefon : 153

Taksiler ile ilgili şikayetler için;

İstanbul Taksiciler Esnaf Odası tarafından kurulan ve 24 saat hizmet veren hat imiş kendisi.
Taksi Şikayet Telefon: (0212) 325 15 15
<

FacebooktwitterlinkedinmailFacebooktwitterlinkedinmail

Sarfanbolu – Amasra

Cuma, 22 Tem 2011 2 yorum

Uzun zamandır görmek istediğim iki şehirdi Safranbolu ve Amasra. Gidebildim nihayet. Otobüsle yaklaşık 7 saat sürdü İstanbul-Safranbolu arası. Lakin ki bu güzergahta fazlaca yol çalışmaları olduğundan kelli 7 saat sürmüş, normalde 6 saat sürer imiş.

Safranbolu eski ve yenişehir olarak kesin biçimde ikiye ayrılmış. Görülecek yer olan eski şehire taksi ile gidilebiliyor. Belirtmeden geçmeyeyim, bu şehrin taksilerinin taksitmetresi su gibi atıyor. Öyle çok heveslenilesi bir ulaşım aracı değil hani. Esnaf dükkanlarını 8 gibi açtığı için hayat 8 de başlıyor denebilir. Bizim şehre geldiğimiz 6 buçuk ile 8 arası şehirde in cinin top oynaması sebebiyle bomboş sokaklarda dolaşıp durduk. Daracık ve taş kaplı sokaklarda birbirinin neredeyse aynısı klasik Safranbolu evleri dizili. Hani şöyle antenleri ve elektrik direklerini kaldırıverse bi el sanki 500 yıl geriye gidecekmişsiniz gibi. Dönem filmi çekmeye acayip derecede müsait. Nereler görülmelidir, nerelere gidilir mevzuatına girmeyeceğim. Google amca ya sorunca hemen söyleyiveriyor zaten. Yalnız şu var ki İncekaya Su Kemeri, şehirde bulunan 3 kanyondan 2 si, memleketin en büyük mağaralarından olan Mencilis Mağarası, Yörük Köyü vesair yerler şehrin uzağında. Taksi ile gidilebiliyor. Diyeceğim o ki benim bir araba almam şart : )

Safranbolu

Hıdırlık Tepesi’nden Safranbolu

Safranbolu

Bir ucu şehir meydanına inen, diğer ucu yeni şehire giden bir sokak

Safranbolu

Bildiğiniz Safranbolu Evi, en güzel bir tanesi. Ortak bulursam 7 kişi giricem bu eve

Safranbolu hakkında söylenebilecek çok şey var. Hepsinden ötesi de şehrin basbayağı bir ruhu var. Kendini tamamen farklı ve özgün kılan bir mimarisi, yapılanması var. Sonradan planlanan şehirlere teğet geçmez. Varoluşu şu an olduğu gibi sanki. Yüzüne baktığınızda gençliğini görebildiğiniz nineler, dedeler gibi.

Safranbolu’dan doğrudan Amasra’ya giden minibüsler var, ama çok sık değil bu seferler. Yanılmıyorsam günde 3 kere. Bu sebepten önce Bartın’a, oradan da hemen her 10-15 dakikada bir kalkan minibüslerle gidilebiliyor Amasra’ya. 90 km yılan gibi kıvrılan inişli çıkışlı yol yaklaşık 2 saat sürüyor. Yol boyunca gördüğüm bir yol yapım çalışması daha vardı, dağları delerek, patlarak filan. Ne olduğunu öğrenemedim henüz.

Amasra

Kemere Köprüsü’nden şehrin kuzey kısmı

Yukarıdakinin laciverti

Amasra

Genel görünüm (Genel görünüm ne la)

Amasra da tamamen kendine has bir memleket. Sevimli, şirin söyle yeşilinden mavisinden bi yer. Aslında bir ada olan şehrin kuzeyi Kemere köprüsü ile şehre bağlanmış. Kale şehrin bu iki yakasının etrafında dolanıyor. Vaktiyle Fatih Sultan Mehmet’in, fetih için geldiğinde şehre hakim bir tepeden bakıp “Lala, Çeşm-i Cihan bu mu ola? (Dünyanın gözbebeği burası mı?) ” dediği rivayet ediliyor. E teşbihte hata olmaz…Bir de kale içinde kiliseden dönüştürülen bir cami var ki, enteresan tarafı Fatih’in fetih sonrası kılıcını bıraktığı ve Ramazan aylarında imamların yüzyıllardır hutbeye bu kılıçla çıkıyor oluşu haberlere de konu olmuş.

Denizi ve plajları gayet temiz, sahil kenarları balık lokantaları ile çevrili, kale içi yani eski yerleşim yerleri tıpkı Safranbolu gibi eski zamanlara çağrışım yapan dar sokaklardan oluşuyor. Şehrin tek ihtiyacı tatilci, yazlıkçı arkadaşların biraz daha sorumlu ve temizliği elden bırakmayan bir tutum içinde olmaları. Onun haricinde yine araba olmadan yaya olarak gidilebilecek Bedesten var, hemen girişte. Yalnız fena halde bakımsız, özensiz. Tanıtım tabelası dahi okunayamacak kadar pas tutmuş vaziyette. Oysa ki okuyabildiğim kadarı ile 2000 yıllık bir geçmişi var imiş Roma devrinde eyalet meclisi olarak kullanılan bu bedestenin.

Velhasılı kelam Amasra sevilmeyecek, iç çekilmeyecek gibi bir yer değil. Şöyle bol manzara deniz, on numara beş yıldız olmasa da şirin şirin sürüsüne bereket pansiyon, otel de mevcut kalmak isteyenlere. Lakin evvelden yer ayırtmak gerekiyor. Görmeyenler için usuldan(şiddetle demiyorum arkadaş) tavsiye edilir. Maksat tatilden ziyade gezip görmek olduğundan akşam döndük…

FacebooktwitterlinkedinmailFacebooktwitterlinkedinmail
Kategoriler:Diğer Etiketler:,